Elveda diyor çiçekler bana,
Başlarını eğiyorlar aşağı,
Yarin yüzünü ve baba ocağını
Ebediyyen görmeyeceğim bir daha.
Sevgili ne! Ne çıkar!
Gördüm bunları, dünyayı gördüm,
Üzerimde mezar ürpertisi kıpırdıyor,
Yeni bir okşayış gibi benimsiyorum.
Bütün yaşamı kenardan gülümsemeyle
Geçerken bu yüzden öğrendim
Daima, daima şunu söylerim,
Bu dünyada bir eşi vardır her şeyin.
Nasıl olsa gelir bir başkası,
Gideni geri getirmez keder,
Kalan sevgiliye şarkısı,
Yeni gelen daha güzel ezgiler söyler.
Ve dinler şarkıyı sessizlikte
Ellere yar olan sevgili,
Bir gün anımsar beni belki de
Anımsar gibi eşsiz bir çiçeği.
Цветы мне говорят — прощай,
Головками склоняясь ниже,
Что я навеки не увижу
Ее лицо и отчий край.
Любимая, ну, что ж! Ну, что ж!
Я видел их и видел землю,
И эту гробовую дрожь
Как ласку новую приемлю.
И потому, что я постиг
Всю жизнь, пройдя с улыбкой мимо, —
Я говорю на каждый миг,
Что все на свете повторимо.
Не все ль равно — придет другой,
Печаль ушедшего не сгложет,
Оставленной и дорогой
Пришедший лучше песню сложит.
И, песне внемля в тишине,
Любимая с другим любимым,
Быть может, вспомнит обо мне
Как о цветке неповторимом.
«Bekle beni, döneceğim ben. / Çok çok bıkmadan bekle! / Sarı yağmurların / Hüznü basınca, / Kar kasıp kavururken, / Kızgın sıcaklarda..bekle. / Başkaları dünden unutulmuşken. Beklenmedikleri zaman bekle. / Uzak yerlerden mektuplar kesilince / Bekle beni. / Birlik...»
«Mavi alevler dolaşıp durdu. / Anayurdumun bozkırları git gide unutuldu. / Hayatımda ilk kez sazımı aşk çaldı, / İlk kez bana ''münakaşayı kargaşayı'' bırak dedi. Talan olmuş bir bahçe, / Zampara ve içkiyi seven biriydim. / Kafayı çekip oynayarak / Hayatını harcam...»
«Artık aynı bardaktan içmeyeceğiz / Ne suyu ne tatlı şarabı, / Erken sabahlarda öpüşmeyeceğiz, / Ve birlikte gözlemeyeceğiz camdan akşamı. / Sen güneşle soluklanıyorsun, ben ayla, / Ama yaşamadayız biz aynı sevdayla. Benim yanımda hep candan, sevecen dostum, / Senin...»
«Aynı bardaktan içmeyeceğiz / Ne sıcak şarabı, ne suyu, / Kuşluk vakti öpüşmeyeceğiz, / Pencereden bakmayacağız akşama doğru. / Sen güneşle soluklanıyorsun, ben ayla, / Ama düştüğümüz aynı sevda. Sadık ve sevecen dost, benim yanımda, / Senin yanındaysa neşeli...»